Cumartesi, Aralık 27, 2008

her şey keşke her şey başlarken bitmese içimde.

geçmişe takılıp kalmışım işte, ha onu ha diğerini aramışım ne fark eder?
aşık olmaktan kaçmıyor muyum durmadan? eski güvenli limanları bu yüzden bırakamamın nedeni bu değil mi? işte sırf bu yüzden ataerkil toplumda yaşamak bu kadar kolay. sen denemiyorsun erkekleri, sen safsın ya onların düşünmesi gerekmiyor senin geçmişte yaşadıklarını.

bu korkutuyor beni, yaşadıklarım değil, onun yaşadıkları. neyin ne kadar içinde olacağım ki? olayları ne kadar anlayabileceğim ki? old christine'daki new christine olmak istemiyorum. oysa hem erkek hem kadın için aynı bu merak. geçmiş merakı, karşındaki insanı o insan yapan mevzuat.

çok enteresan hisler içindeyim. ne yeni kocaman bir yıla ne de yapılacak işler listesine hazırım. açım, ama yemek yemek istemiyorum. tw karşısında pineklemek, düşünmeden hayatımın geçip gitmesini beklemek istiyorum bazen. neden diye sorma, bende bilmiyorum.
yorgunluktan, meraksızlıktan, bazen bazı olayları dan diye anlayabilmemden. kafamın dumanlı olmasını istemiyorum ama öyle şu anda. yeni başlangıçlar atmak için şahane belki her şey ama isteyen nerde? kafam karıştı bak gene, kendi kendime konuşmaktan sıkıldım, alkol alıp unutmaya çalışmaktan sıkıldım, elime aldığım her kitabı yarım bırakmaktan, sonrada suçluluk duymaktan sıkıldım, her şeyi düzgün yapmaya çalışmaktan ve devamlı başarısız olmaktan sıkıldım. istemek, istemek,istemek. sonunda boş bir iskemlede pineklemek. ne oluyor tam olarak bana? nedir bu motivasyon sıkıntısının altında yatan araba? nedir bu anlamsız bakışlarımın altındaki anlamsız beyin dalgam? büyümek istemiyorum ben. küçük kalmak istiyorum.

Hiç yorum yok: