Çarşamba, Ekim 15, 2008

açıklanamayan onca gerçek var önümde,
çalışılmayan onca ders,
yarım bırakılmış onca yün ve şiş,
yenmemiş yemekler,
atılmayı bekleyen çöpler,
vahşice saçılmış giysiler,
onca kapatılamayan televizyon, internet, müzik, film...

seni arıyorum. kayboldun birden. hey iç sesim dışarda konuşan durmadan sen misin? o mailleri yazan, o durmadan düşünen sen misin? kalkıp giden, kalkıp bir şeyler yap diyen sen misin? yoksa içerilerde bir yerlerde kendini korumaya aldın da benim mi haberim yok??

kırılacak mıyım gene? kırılsam bozulacak mıyım gene? neden yapıyorum bunları? yalnızlık mı sardı dört bir yanımı? konuşmama ne oldu? neden susuyorum? neden heyecanlanıyorum? sen değil misin karşımdaki? sen değil misin? hayal mi görüyorum? kendimi mi kandırıyorum? soğuktan beynim mi uyuşuyor? öleceğim sanırım. içime doğdu bugün. ilk kez hayır şimdi değil, olmaz dedim. sen misin bunları dedirten yoksa. yoksa kendim miyim? seviyor muyum kendimi?
depremden bile korktum ben. noluyor anlat bana.
tell me everything by saying nothing.

huu iç sesim nerdesin? çık dışarıya da oynayalım.

Hiç yorum yok: