Pazar, Ağustos 13, 2006

yabancıyım
evet
çok yabancı hemde.
susturucuyum birde tabii
herhangi bir ortama girer girmez ortam susar
nedense son zamanlarda
ya da hep öyleydi,
ki ben anca anladım.
yalnız mıyım?
bilmem
belki.
neden çok soru soruyorum?
bilmiyorum
soru sorunca muhabbet olucak sanıyorum da ondan sanırım
ama
genede
susturucuyum işte
çokça da yabancı.
yabancılığa alışsamda
yalnızlığa da
susturuculuğa
alışamıyorum.
kararıyor içim
gölge oluyorum sonra
hayalet belki
görünmez oluyorum işte sonuçta
kendime gelince de artık
yapacak pek fazla şey kalmıyor
çünkü kimse beni aslında görmüyor.
umrumda mı?
aslında hayır
artık değil.
yalnız olmayı seviyorum
çok uzaklardaki o duyguyu da yitirdiğimi
artık öyle şeylere inanmadığımı da biliyorum
işin garibi artık canımı sıkmıyor
ama içim boş işte
daha önce olduğundan daha boş hemde.
giderken uzanıp birini öpemeyecek kadar dangalak
kıskanılmaktan mutlu olucak kadar yapmacık
bırakıp gidecek kadar kendine yalancı
uzak duracak kadar kendine güvenen
sevemeyecek kadar bencil
içi boş kalabalık
susturucu bünye
yabancı şahit
sadece şahit
konuşan ben değilim
içimde ki diğer ben
hey sen
dinleme beni
ya da seyretme
dön arkanı
çek git
yakışan bu sana
başkası değil.
iki kişiyim içimde
ve aslında sevmeye başladılar birbirlerini
ne kadar yapmacık ne kadar bencil ne kadar dangalak olsalarda
öldüğümde arkamdan ağlayacak arkadaşlarımda var işin ilginç yanı
ne kadar önemli bir konu değil mi?
susun artık
çekilin kabuğunuza
çıkmayın bir müddet dışarı.

Hiç yorum yok: